İttifaklar ve MHP
Temenniler analizlere hakim olunca, somut gibi veri ve gerçeklikler kolayca ters yüz edilebiliyor.
Muhalif kesimde derin beklenti ve umut, AK Parti’nin MHP’den kopması ve bu şekilde siyasette gerçek bir normalleşmenin başlaması. Özel-Erdoğan görüşmeleri, Bahçeli’nin açıklamaları sıkça bu çerçevede ele alınıyor.
Bu bakışın arkasındaki veri kabul edilen yönlendirici tahlil veya kanaat ise şu:
“Türkiye’yi zora sokan, asayiş politikalarına hız veren, büyük rota değişikliğine yol açan AK Parti’nin MHP’yle yaşadığı yakınlaşma ve iş birliğidir…”
Bu tahlilin devamı muhtemelen şudur:
“AK Parti, MHP’den kopar, CHP’ye yakınlaşırsa, dengeler değişir, ülkede demokrasi ışığı tekrar belirir.”
AK Parti ve Erdoğan’ı siyasi oyunun bağımlı değişkeni olarak ele almak, olsa olsa, umutsuzluk ile naifliğin el ele dolaşmasından kaynaklanıyor olabilir.
Çıplak gerçekler farklı.
Özellikle şunları unutmamak da fayda var.
Türkiye’nin son dönem yaşadığı otoriterleşme, objektif olarak, tek tek siyasi tercihleri aşan bir sistem (devlet, siyasi partiler, hatta toplum) refleksiyle ilgilidir. Gülen kalkışması karşısında devletin düştüğü durum ve büyük kurumsal iflas bir yanda, Suriye’nin infilakından sonra, sınır ötesinde oluşan PKK-Kürt siyasi alanı, ülke içinde PKK’nın ayaklanma ve özerklik hamleleri, bunların ürettikleri korku ve tepkiler, yönetimde, tohumları muhtemelen darbe girişi gecesi atılan, muhafazakar-modernist asker-milliyetçiler arası bir pakt ve ittifak oluşmasına yol açmıştır. Toplum da önemli bir kesimiyle bu iklimin baskısı altında kalmıştır. Pakt doğal olarak, asayiş-beka-milliyetçilik-restorasyon dörtlüsü üzerine kurulmuş, anayasa tadilatı ve ülkenin bölge politikası dahil düzen ve siyaset bu çerçevede ve bu ortaklıkla yeniden yapılanmıştır. Bu, devlet merkezli bir seferberlik hali, Mahçupyan’ın deyişiyle İttihatçı yeni iklimdir.
MHP, bu paktın kurucusu, kaşifi değil, yatıştırıcı bir unsurudur. Pakt onun işlevini yerine getirecek, getirmeye razı herhangi bir siyasi aktörle de pekala devam edebilir.
Otoriterleşmenin ikinci ve sübjektif itici gücü asli taşıyıcısıyla, AK Parti ve liderinin ilgilidir. Bu ikilinin yeni sorunları, yeni siyasi girdileri, tazelenen ulusal ve bölgesel dinamikleri demokrasiyle ele alma, yeni durumlara bu çerçevede uyum sağlama kapasitesinin düşüklüğüyle bağlantılıdır. Böyle olunca, demokrasi ve mekanizmaları Erdoğan için işlevini ve faydasını kaybetmiştir. Darbe girişimi, devlet krizi, Kürt tehdidi üzerinden Erdoğan’ın iktidarı kaybetme endişeleri, onun da parçası olduğu sistemin korkuları iç içe girince, AK Parti lideri, bildiği, içinde yaşayan başka bir dünyanın kapısını açmış, çıkış ve faydayı orada bulmuş, yeri müttefiklerle temasa geçmiştir. Bu, otoriter siyaset, disiplinli toplum, mutlak lider/yönetim dünyasıdır. Velhasıl sübjektif bakımından, tercihler açısından belirleyici aktör her şeyden önce Erdoğan’dır. Onun siyaseti, zihniyeti, korkuları ve algılarıdır.
MHP ise kendi ideallerine uygun bu dönüşümde iktidara lojistik destek veren yol arkadaşından öte bir işlev yerine getirmemektedir.
Velhasıl, yakın siyasi geleceğe bakarken MHP gibi sıradan ve küçük bir siyasi aktörü merkeze alarak analiz yapmak son derece yanıltıcı olur.
Resim daha büyüktür.
Daha öncede yazdım: Söz konusu pakt ve sistem ihtiyacı varlığını sürüyor. Ancak toplumun buna verdiği destekte, çöküş-beka merkezli toplumsal algıda zayıflama yaşanıyor. Bu da toplum-siyaset ilişkilerinin önünde, son seçimlerin gösterdiği gibi yeni pistler açıyor, yeni seçmen dalgaları ve taleplerini ortaya çıkarıyor. Siyasi partiler bu iki eğilimden de etkileniyorlar. AK Parti yeni dalgaya dikkat kesiliyor. CHP sistemin ve makro devlet siyasetinin içine kurucu ve değiştirici bir politik aktör olarak girmeye çalışıyor.
İttifaklar ise olduğu yerde duruyor.
AK Parti, CHP, MHP etrafında yaşanan hareketliliğin anlamı budur.















Sayın Bahçeli %4.98 oy oranı ile adeta iktidar gibi davranıyor.Asıyor, kesiyor,tehdit ediyor.Sanki arkasında çok büyük halk desteği var gibi konuşuyor.Hayırdır birader ? Sayın Özel %37,5 Oy almış,efendiliğini hiç bozmuyor.Az öte gidin ya !
Yanıtla (0) (1)İstetmelerle partiler ayrı şeylerdir.
Yanıtla (0) (0)Birbirine benzemez.
Öyle sanılır, benzemez görünür ama ikisi de insan faktörü üzerine bina edilmişlerdir:)
Yanıtla (0) (0)Devam... Bu durumda eğer fatura kesilecek kimse bulunamiyorsa adet olduğu üzere komisyonun da yabancıya gitmemesi icin fatura alt şirkete kesilir:)))
Yanıtla (0) (0)Türkiye bir NATO ülkesi ve Erdoğan akpartisi NATO ile ilişkileri yürütürken devlet bahçeli MHP'si de Putin Rusya'sı ile ilişkileri temsil etmektedir. Türkiye yönetimi kendisini hem NATO hem de Rusya ile ilişkileri devam ettirmeyi son çare olarak görmüş ve bu dış politika devam ettiği sürece akparti-mhp koalisyonu da devam edecek demektir. Yalnız bu ittifakın yerel seçim yenilgisinin faturasini birilerine kesmek de bir zorunluluktur ancak ve fakat fatura kesilecek kimse kalmamıştır.
Yanıtla (0) (0)TC CB RT,Ne dediysek O.Yerli ve milli Bir MUHALEFET oluşturacağız. Süslü ve kozmetik Özgür Özel,beylikten arkadaşlığa tenzili rütbe aldı.
Yanıtla (0) (2)rte iktidardan düşmeden ne siyasette ne memlekette normalleşme olmaz. bu ülke batakta debelenmekten kurtulamaz...iki kere iki dört.
Yanıtla (4) (1)CHP yumuşama normalleşme emrini sanırım ABD 'den almış olmalı. ABD Türkiye'nin Rusya ile iş tutmasından endişeli. Bu şirin görünme siyasetinde F16, Suriye'nin kuzeyinde ertelenmiş yerel seçim meselesi hatta FETÖ elebaşını teslim etmekte var sırada. Muhalif medya bu meyanda AKP ve MHP' nin arasını açmak için canhıraş çalışıyor. Bu çalışma çok sırıtıyor. Azıcık arkasına yaslanıp bakabilen görüyor.
Yanıtla (3) (7)Ali Bey, yazılarınızı tamamladıktan bir süre sonra tekrar okusanız, 'Ben böyle ifade ettim de okuyucu benim ifade etmek istediğim gibi mi anlar?' bakışıyla tekrar okusanız inanın 'Ne demek istemiş olabilir?' sıkıntısından kurtuluruz. Ayrıca yazım hatalarını da fark etmiş olursunuz. Bu gibi 'küçük' ayrıntılara takılınca yazınızdaki değerlendirmeler 'güme gidiyor'.
Yanıtla (3) (1)Teşekkür ederim.
İbrahim Kiras’ ın bu günki yazısı yerli aydınımızn bazı yönlerini anlatıyor anlatıyor ve niye öngörülerinin, analizlerinin sığ ve yetkin olmadığı da anlaşılıyor. Çünkü gerçek zemini idrak meselesi hiç aşılamıyor. Demokrasi daha doğrusu kendini idare yetisini görmeden yapılan analizler anlamsız.
Yanıtla (1) (0)Kiras yazıyı şöyle bitir miş. “ ………..Böyle bir aydın zümremiz var. Yarı aydın daha doğrusu. Ama kamuoyundaki trend topicleri bunlar belirliyor. Sorun o.”
Akp, tekrar Akparti olmak istiyor sa! Hataları ile yanlışları ile yüzleşmeli. Ayrıca hiç vakit kaybetmeden yolda bulduğu dışı Akp içi ne olduğu belirsizleri tasfiye etmeli. Akp nin en büyük ihtiyacı eski kadrosudur! Abdullah Gül, Hüseyin Çelik, Ali Babacan, gibi yetişmeleri zor olan devlet adamları dır.
Yanıtla (1) (3)Ali bey siz yazınızın son halini okuyormusunuz. Bu nasıl bir turkcedir. Kimse yazım hatalarını duzeltmiyor mu
Yanıtla (3) (0)Chp ve akp ortaklığı şık olur. Arabulucuda dem olsun. Özel ve Demirtaş başkan yardımcısı olsun. Bakanlıklar üç parti arasında bölüşülsün. Milli savunma akp ye ,adalet chp ye, içişleri bakanlığı da dem partisine verilsin. Yeni anayasayı bu üç parti hazırlayıp halk oyuna sunsun geri kalan partiler baba yasa yapsın.
Yanıtla (1) (3)31 Mart seçimlerinde Erdoğan birinci parti ve belediyelerin çoğunu alarak başarılı olsaydı acaba Özel ile görüşür müydü? Kesinlikle HAYIR görüşmezdi ve onları küçümser sözlerle meydanlarda halka söylemediğini bırakmazdı. Erdoğan çok sıkışmış durumda ve kurtarıcı olarak CHP bir Normalleşme topunu ortaya attı ve Erdoğan bu topa koştu ve CHP ye çok iyi bir gol atacaktır. CHP bu normalleşme ve yumuşama safsatasına yenik düşecektir.
Yanıtla (8) (0)Bu kadar basit. Herşey göründüğü gibidir derin anlam yükleme hastalığı var bizde. O yüzden olanı kaçırıp olmayacak işlere kafa yoruluyor
Yanıtla (6) (0)Mevcut koalisyonda sadece MHP ve AKP yok, bunların yanında görünmeyen aktörlerde var. Bunların en önemlilerinden biride cemaatler ve tarikatlar. Ancak tek adamlığın nimetli günleri sona erdi. MHP normal koşullarda iktidar olma şansı yokken bu yolla iktidar ortağı oldu ve kamuda kadrolaşma ve kamu kaynaklarının kendi yandaşına aktarılmasında gücü nispetinde pay aldı. AKP de bunun karşılığında kendi iktidarını sürdürdü. Her iki parti arasında paylaşılacak şey kalmadığı anda kavga çıkacaktır.
Yanıtla (11) (1)